Size daha iyi hizmet verebilmek için çerezleri kullanıyoruz.
Verilerinizin nasıl korunduğunu görmek ve detaylı bilgi edinmek için sayfanın altındaki kişisel verilerin korunması politikamızı inceleyebilirsiniz.
Üzgünüz, Sonuç Bulunmadı
Butimar
495 TL ve üzeri standart teslimatlı siparişlerde kargo bedava!
- Ürün Kodu: A.161894
- Yazar: Kaan Murat Yanık
- Yayınevi: Kapı Yayınları
- Barkod: 9786055147242
- Cilt Durumu: Ciltsiz
- Kağıt Türü: 1. Hamur
- Kapak Türü: Karton
- Yayın Dili: Türkçe
- Sayfa Sayısı: 390
- Basım Tarihi: Ekim 2015
- Kaçıncı Baskı: 11.Baskı
- Son Basım Tarihi: Aralık 2020
- Ebat: 13,5 X 19,5
- Grafiker: Miray Doğan
Eskader 2015 Yılın En İyi Romanı Ödülü
Edebiyat dünyasının son yıllarda dikkat çeken ismi Kaan Murat Yanık’tan sıradışı bir psikiyatrın romanı: Butimar – Sessizliğin Kanatları
Bir tarafta dünya ile arasında ciddi problemler olan, yanlış yüzyılda yaşadığını düşünen, çarşafa bürünüp kadın kılığında İstanbul sokaklarını arşınlayan, hastalarının hayatlarına müdahil olan ve kendi rüyalarını dahi tasarlamaya çalışan bir psikiyatr…
Diğer yanda ise başka bir yüzyılda akan kırmızı bir hayat: Savaş, aşk, simya, büyü, göç, devrim, sefalet ve dostluk…
20. Yüzyıl Başları, Erivan, Bolşevik Devrimi, Ermenilerle Türkler Arasındaki Kavgalar-Aşklar,
Simya ve İlkel Psikoloji…
BUTİMAR – Sessizliğin Kanatları, gerçekle hayal arasındaki sınırın silikleştiği bir roman.
Doğu-Batı, laik-muhafazakâr ve madde-mânâ çatışmalarıyla örülen bir arka plan…
Edebiyat dünyasının son yıllarda dikkat çeken ismi Kaan Murat Yanık, hayaller, rüyalar ve halüsinasyonlarla karışık bir belleği, büyülü gerçeklik akımına da göz kırparak resmediyor. Ve okura akıcı, şaşırtıcı, doyurucu bir roman vaat ediyor.
Butimar’la herhangi bir yerde mahsur kalmak isteyeceksiniz.
“İki husus kafamda dolaşıyord u; ölmek ve delirmek. İki hal de ne hissedilebilir ne de doğrulanabilirdi. Ölmüş ya da delirmiş olabilirdim yani.
Yalnızlığın bilmem kaçıncı evresini yaşadığımı bilmez halde, tamamlanmamış insanları yararak yürüdüm. Otobüsler, tramvaylar, duraklarda bekleyen insanları metal canavarlar suretinde yutup hızla kaçırıyorlardı. Eve girer girmez bir şarkı koydum kendime. Bir daha, bir daha başa sarıp dinledim. Bir tarafım söylemek istediklerimle doluyken, diğer yanım onları yok etmekle meşguldü. Arada kalan bendim ve ufalanıp yok olmamam bir mucizeydi. Bir yanım diğerine şunu söyleyebilmişti en azından, bunu duyabildim… Şarkıyı değil, o şarkıyı ilk dinlediğin zamanki kendini özlüyorsun. O zamana dokunamadığını anlayınca da şarkıyı bir daha dinliyorsun.”
Giriş Yap
Yeni Hesap Oluştur