Size daha iyi hizmet verebilmek için çerezleri kullanıyoruz.
Verilerinizin nasıl korunduğunu görmek ve detaylı bilgi edinmek için sayfanın altındaki kişisel verilerin korunması politikamızı inceleyebilirsiniz.
Üzgünüz, Sonuç Bulunmadı
Önceden İntihal
495 TL ve üzeri standart teslimatlı siparişlerde kargo bedava!
Kategori
- Ürün Kodu: A.216058
- Yazar: Pierre Bayard
- Yayınevi: Everest Yayınları
- Barkod: 9786051854786
- Cilt Durumu: Ciltsiz
- Kağıt Türü: 1. Hamur
- Kapak Türü: Karton
- Yayın Dili: Türkçe
- Sayfa Sayısı: 200
- Basım Tarihi: Haziran 2020
- Kaçıncı Baskı: 1.Baskı
- Son Basım Tarihi: Haziran 2020
- Ebat: 13,5 X 19,5
- Çevirmen: Soner Sezer
- Grafiker: Emir Tali
Okumadığımız Kitaplar Hakkında Nasıl Konuşuruz? ile tanıdığımız Pierre Bayard’ın “bir yazarın, kendisinden sonra gelen, gelecekteki bir yazardan esinlenmesi, aşırması, giderek intihali paradoksu” olarak tanımladığı “önceden intihal” kavramı, intihal tartışmalarını bir adım ileri götürecek zekice bir hamle, okuru tuzağa düşürmenin çok zekice bir yolu.
Bayard bu paradoksun izini sürerken, okur da yavaş yavaş bu saçmasapan öneriyi benimsemeye, çarpıcı örnekler karşısında neredeyse ikna olmaya başlıyor, edebiyat tarihi de Voltaire’den Laurence Sterne’e, Kafka’dan Proust’a uzanan bir intihal ormanına dönüşüyor.
Önceden İntihal önce kafa karıştırıyor, ardından birtakım soruların belirmesine yol açıyor: Sonradan yazılmış yapıtın, önceki yapıtla ilişkisini tersine çevirerek, pek çok yazarın önceden söylemiş olduğu sözü yineliyor: edebiyatta her yeni (daha doğrusu her iyi) yapıt kendi öncellerini yaratır, onları okuma biçimimizi kökten değiştirir, (şimdilik) kendisiyle sonlanan bir şecere oluşturur, yeni bir hat çizer. Çok güçlü örneklerde, selefini intihal yapmış gibi gösterecek kadar.
Bayard, her zamanki hınzır yaklaşımıyla, konuyu son derece ciddi bir kuramsal araştırma kisvesi altında ele alırken, aslında asık suratlı edebiyat tarihiyle, karşılaştırmalı edebiyatın aşırı ciddiyetiyle de dalga geçiyor; metinlerarası göndermelerin aşırıyorumlanmasının nerelere varabileceğini, eleştiri mekanizmasının çaresiz kaldığı açmazları, okurun belleğinin tuhaf işleyiş mekanizmasının nasıl çağrışımsal anlamlar üretebileceğini ve sonuç olarak, her metnin kaçınılmaz olarak bir noktadan sonra intihalle (ya da önceden intihalle ve hatta kendinden intihalle) suçlanabileceğini gösteriyor.
Giriş Yap
Yeni Hesap Oluştur